Ana içeriğe atla

Jean-Christophe Grangé ile Ölü Ruhlar Ormanında Bir Gezinti

Grange'in bütün romanlarını okumuş biri olarak benim fikrim en iyi romanı!


        Öncelikle Grange tarzının en iyi yansıtıldığı kitaplarından biri kuşkusuz.Kitabın başladığı cümleden sonuna kadar kendinizi tuhaf bir karmaşıklık içinde hissetmeniz de çok normaldir.Taşlar ustaca yerine oturtuluyor ve hemen hemen bütün alakasız şeyler tek başlık altında birleştiriliyor.

Kitabın Kapağı
Roman Özetle

       Jeanne adlı bir sorgu yargıcı  diğer sorgu yargıcı arkadaşıyla bir aşk fısıltısı sonucu başladığı bir cinayetler dizisinden oluşuyor. Jeanne bunlardan kuşkusuz zevk alıyor çünkü hayatını çok monoton buluyor.Sorgu yargıcı arkadaşının öldürülmesi onu daha fazla hırslandırılması , yaptığı işlerden dolayı davadan alınması ve kendi imkanlarıyla cinayetin bile legal olabildiği az gelişmiş ülkelerde yolculuğuna ve soruşturmasına devam ediyor.İç içe karmaşık düzlemler, farklı bakış açıları, ülkelerin coğrafi, sosyal,siyasi olayları hakkında da bizi kültürlendiriyor. Okur Latin Amerika da bayağı gezdiriliyor.Aşk kırıntılarıyla örüntülü beklenmedik bir şokla biten mükemmel bir roman.
--Kitap hakkında daha fazla bilgi vermek kitaba ve yazarına ihanet olur sanırım--.


       Romanı Okuduğumuzda nasıl bitecek heyecanı ilk baştan beridir var.Suçlu tipleri ve içinden çıkılmazlık adeta romanı ele geçirmiş.Üstün bir zekanın ürünü olduğu da apaçık.

       Çevirisi çok rahat bir Türkçe'yle yazılmış.Kitabın sayfa uzunluğu sizi korkutabilir ama aslında çabucak akıp gidiyor sayfalar.Sayfaların okuyucuyu boğmaması için akıllıca roman diğerlerinde olduğu gibi 80 den fazla bölüme ayrılmış.Bu sayede rahatlıkla okunabilme rahatlığı veriyor.Sanırım daha çok baskı yapacağa da benziyor.

       Latin Amerika da kitap yazabildiği için Grange e kültürel anlamda hayran olmamak mümkün değil. Siyasi yönlerden ülkeleri tanıdığımızda özellikle bizim ülkemizde Latin Amerika daki eziyet işkence adam öldürmeleri bilecek fazla kaynak bulamadığımız için kitap bizim için faydalı olabilir.


       Çok tutarlı ve okuyucuda herhangi bir yapmacıklık yok. Büyücülük, sihir, evrim, metafizik ögeler de olmasına rağmen en sonunda mantık galip çıkıyor. Labaratuvarlardan bahsediliyor ama bu sonunda mantık çerçevesinde eritiliyor.

       Grange zaten büyük sanatçı özel olarak bir şey yazmaya da gerek yok onun  büyüklüğü hakkında. Türkiye de alanında öncü olduğu için hak ettiği değeri de buluyor.

       Yeni Kitaplarıyla buluşmak dileğiyle...

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Roma Hukuku Neden Önemli?

Roma hukuku Kıta Avrupası hukuk sisteminin temelini oluşturduğu için önemlidir. Roma’nın gelişmiş bir ticaret yapısına sahip olması Roma’yı çağının en gelişmiş hukuku yapmıştır. Romanın günlük yaşantısı zengin patriciuslar , orta sınıf clientler, alt sınıf pleblerden oluşur. Bunlar roma vatandaşı sayılmış sınıf ayrımıdır. Köleler eşya hukukuna tabidir. Ticaret hayatında geliştirilen borçlar hukuku kavramları günümüz hukukunda hala kabul edilmektedir. Yeni medeni kanun bile bu çizgidedir.  Takvim, kılık kıyafet, şapka, laiklik gibi yenilikçi hareketler cumhuriyetin kuruluşundan itibaren Türkiye'de bir dönüşüm yaşatmıştır. 1926 medeni hukuk devrimiyle birlikte Türkiye kıta Avrupası hukuk sistemine dahil olmuştur. O yönde geliştirilmektedir. Roma hukuku doğrudan ithal edilmemiştir. Bu hukuk sözleşmeler sistemini kapsamlı düzenlediği için ortaçağ sonrasında yükselen burjuvazi tarafından diriltilmiştir. Bu arada ise Pandekt hukukçuları tarafından zaten geliştirilmekte kavram

Türkiyede Darbeler I : 27 mayıs 1960 Darbesi

Türkiye tarihinde emir-komuta zinciri içinde yapılmayan tek askeri müdahaledir. Menderes iktidarına karşı yapılmıştır. Demokrat parti kapatıldı. Siyasi yasaklar geldi. 24 anayasası tarihe karıştı. Bir takım kurumlar oluşturuldu. Sonucunda 1961 anayasası yapılmış ve Türkiye tarihinde ilk kez bir başbakan idam edilmiştir. İlk kez çok partili rejimin sağlıklı olması Türkiye tarihinde bir dönüm noktasıdır. Daha önceki örnekler cumhuriyetin kurucu dinamikleri gereği kapatılmıştı. Henüz öngörülemeyecek olan bir takım durumlar sonradan ortaya çıktı. Öncelikle menderes ilk kez iktidara geldiğinde büyük bir heyecan yarattı. Marshall planı çerçevesinde alınan kredilerle büyük bir büyüme yaşandı. Ancak sistem 50lerin ortasında yatırımların dengeli yapılmaması sonucunda tıkandı. Meclis'teki çalkantılar ve CHP'nin çıkışlarıyla iyice yorgun düştü hükümet. Son yıllarında tahkikat komisyonları kanunu muhalif kesimden çok tepki aldı. Bu komisyonla bir komisyona yargılama yetkisi v

8.Henry ve Anne Boleyn

  XVIII. Henry Tudor hanedanından gelen bir İngiliz kralıdır. En büyük özelliği Anglikan Kilisesini kurmasıdır. Anne boleyn’le olan aşkı edebiyatta ve sinemada çokça işlenmiştir. Büyük kraliçe Elizabeth’in ve kanlı Mary olarak adlandırılan Mary’nin babasıdır. Çifte gül savaşlarından sonra Lancaster ve York hanedanları birleşmiştir. Bu birleşme tahtı hakkı olan tudor hanedanlığı üzerinden oldu. Tahtta uzaktan hakkı vardı . Henry XVII iktidar olduktan sonra yorklu Elizabeth le evlendi. Kendisi aslen lancaster’in devamcısıydı ve bu şekilde hanedanlar birleşti. XVIII .Henry tam 6 kez evlendi. İngiliz tarihinde bir iz bıraktı. Boleyn Kızı Filminden... Natalie Portman Oynamıştı.. XVIII .Henry tahta geldiğinde ağabeyinin karısı Aragonlu Catherine ile evlendi. Bu ilişkiden kızı mary doğdu. Daha sonra Anne Boleyn’e aşık oldu. Ancak Papalık hukukuna göre boşanması için papa onayı gerekiyordu. Papanın kutsal roma cermen le yakın ilişkileri bu boşanmayı engelledi. Roma cer